Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | insan yapısı | man-made s. | ||
But it should also be possible to reach the goal of halving the food problems because those conflicts are man-made. Ancak gıda sorunlarını yarıya indirme hedefine ulaşmak da mümkün olmalıdır çünkü bu çatışmalar insan yapımıdır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | insan yapısı | manmade i. | ||
The Eisbach is a small manmade river in Munich. Eisbach, Münih'te insan yapımı küçük bir nehirdir. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | insan yapısı lif | man made fiber i. |
Genel | insan vücudu yapısı | body-build i. |
Genel | insan yapısı şey | graven i. |
Philosophy | ||
Felsefe | bir insan veya nesne etrafında inşa edilen ve anlamca zenginleştirilmiş öğretiler, inançlar veya değerler yapısı | mystique i. |